Wednesday, 6 July 2011

Lefkoşa gidilecek yerler

Mağusa ve Zafer Burnu'nu bitirdikten sonra sıra geldi Kıbrıs'ta görülmesi gereken Lefkoşa'ya. Ancak isterseniz yeni sitemizden de bu yazıyı ve daha farklı ülkeler ile ilgili deneyimlerimizi okuyabilirsiniz; www.saventravel.com
Lefkoşa'da görülmesi gereken yerler yine birbirine oldukça yakın. Eğer araba kiralarsanız merkezdeki müze dostları parkına bırakabilirsiniz. Adından anlaşılacağı üzere tüm müzeler bu bölgede. İlk olarak Büyük Han'dan güne başlayabilirsiniz.

Büyük Han
1572 yılında Osmanlı Valisi tarafından yaptırılan dikdörtgen bir plan üzerinde iki katlı olarak inşa edilmiştir. Gerçekte alt kattaki odaların ofis ve depo, üst kattaki odaların yatak odası olmasına rağmen günümüzde alt katta yerel lokantalar ve cafeler, üst katta ise yerel el sanatlarının sergilendiği ve satıldığı dükkanlar bulunmaktadır.


Büyük Han'da el sanatları


Büyük Han'da el sanatları


Büyük Han'da Karagöz - Hacivat


Büyük Han'ın hemen yanında şimdiki adı Selimiye Cami olan St. Sophia Katedrali'ni görebilirsiniz. Kıbrıs'ın önemli gotik mimari eserlerinden birisi olan bu katedral daha önce burada bulunan Bizans kilisesi olan Hagia Sophia'nın üzerine kurulmuştur. 1326 yılında ibadete açılan katedral daha sonra Osmanlılar tarafından cami olarak kullanılmaya başlanmıştır.

St. Sophia Katedrali


St. Sophia Katedrali
St. Sophia Katedrali'nin hemen karşısında (fotoğraftan da anlaşılacağı üzere katedral ve bedesten aynı karede) Kıbrıs'ta görülmesi gereken bir başka yer olan eski adı ile St. Nicholas Kilisesi, yeni adı ile Bedesten görülmektedir. AB fonu ile restore edilen bir zamanların Bizans kilisesi, sonraları bir Ortodoks merkezi ve son olarak Osmanlılar'ın 1571'deki gelişleri ile bir bedesten (kapalı çarşı) olan eser zaman zaman mimarı yapısını yeni işlevlere uydurmak zorunda kalmıştır. 2 milyon Euro'ya mal olan restorasyon çalışması AB tarafından fonlanmıştır. Doğruyu söylemek gerekirse AB işi olduğu diğer tarihi eserler ile karşılaştırıldığında çok rahat belli olmaktadır.

St. Nicholas Kilisesi


St. Nicholas Kilisesi'nden St. Sophia Katedrali'nin görünüşü
Lefkoşa'da görebileceğiniz ve St. Nicholas Kilisesi ile yürüme mesafesinde olan bir diğer tarihi eser ise Derviş Paşa Konağı ve Etnografya Müzesi'dir. Gerçi biz Cumartesi günü gittik ve maalesef kapalı idi. Kapısında yazan saatlere göre haftaiçi 08:00-15:30 arası, Perşembe günleri 08:00-13:00 ve 14:00-17:00 (yazın 18:00) saatlerinde açıkmış. Her daim Cumartesi-Pazar kapalı... 

Derviş Paşa Konağı ve Etnografya Müzesi
Derviş Paşa Konağı'ndan yürüyerek geri dönerken Atatürk Meydanı'nda Venedikliler tarafından 1550 yılında yapılan Venedik Sütunu'nu görebilirsiniz. Osmanlılar'ın Sarayönü Camisi'nin avlusuna koydukları sütun daha sonraları 1915 yılında İngilizler tarafından eski yerine getirilmiştir. Sütunun hemen etrafında tarihi binalardaki devlet dairelerini de görebilirsiniz.

Venedik Sütunu ve Atatürk Meydanı


Devlet daireleri
Sıra geldi Venedik Sütunu'ndan yaklaşık 200 metre uzaklıktaki Girne Kapısı'na. Lefkoşa surlarını inşa eden Venedikliler 1567 yılında Girne Kapısı'nı inşa etmişlerdir. 1821 yılında Osmanlılar tarafından tamirattan geçirilmiş ve Rum isyanına karşı şehri korumak amacı ile ikinci katı çıkılarak gözlem kulubesi eklenmiştir. Girne Kapısı'nı gördüğünüz zaman bizim yaşadığımız şaşkınlığı siz de yaşayabilirsiniz. Kapının etrafında herhangi bir sütun olmadığı için buradan neyin geçtiği anlaşılamamaktadır. Aslında 1929'da Lefkoşa'da sefere başlayan otobüslerin bu kapıdan geçememesi nedeni ile tekrar İngiltere'ye gönderilmeleri ve otobüslerin üstlerinin sökülmesi, ardından da araç trafiği için kapının etrafındaki surların İngilizler tarafından yıkılması ile kapı işlevsiz bir hal almıştır. Girne Kapısı'nın içinde adanın Turizm Danışma Ofisi de bulunmaktadır.

Girne Kapısı
Eğer yürümekten yorulduysanız hemen Girne Kapısı ve Venedik Sütunu arasında yer alan Gloria Jean's Coffee içerisindeki kitapçıdan seçtiğiniz kitaplar eşliğinde yorgunluk kahvesi ile mola verebilirsiniz. 

Gloria Jean's Coffee


Gloria Jean's Coffee

1 comment:

  1. Çok güzel anlatmışsınız, daha önce hiç bulunmadım orada ama gidesim geldi :)

    benim de yeni kurduğum Almanya'da yaşamak ile ilgili blogumu takip etmek isterseniz
    www.almanbirasi.blogspot.com

    ReplyDelete