Karpaz'daki Apostolos Andreas Manastırı'ndan sonra Kıbrıs'ta gidilecek en yakın yerlerden birisi (yaklaşık 75 km. uzaklıkta) Gazimağusa yakınlarındaki Salamis Antik Şehri.
M.Ö. 11. yüzyıla uzanan şehir Enkomi halkının depremden sonra buraya göç etmesi ile kurulmuştur. Fenikeliler ile yaptıkları ticaret ile refaha kavuşan Salamis'in kral mezarlarındaki armağanlar o dönemde ne kadar zengin olduğunun kanıtı olarak gösterilmektedir. İronik bir şekilde depremler ile doğan şehir yine depremler ile sona yaklaşmıştır. M.Ö. 1. ve 4. yüzyılda yaşadığı depremler ve ardından gelen Arap korsanlarının seferleri ile kentin sonu gelmiştir. Daha fazla bilgi için http://tr.wikipedia.org/wiki/Salamis
Açıkçası Salamis Harabeleri'nde biz çok fazla gezilecek bir yer göremedik.
Salamis Harabeleri |
Salamis Harabeleri |
Salamis Harabeleri |
Ardından gidilebilecek en yakın yerlerden birisi St. Barnabas Arkeoloji & İkon Müzesi ve St. Barnabas Şapeli. Her ne kadar biz gittiğimizde müze kapanmış olsa da Kıbrıslı arkadaşlarımızdan öğrendiğimiz kadarı ile Kıbrıs'ta görülmesi gereken en önemli yerlerden, Kıbrıs'ın en güzel müzelerinden birisiymiş burasıymış. Şapel ise gerçekten etkileyiciydi. Merdivenlerden inerek mezara ulaşmak biraz ürpertici gerçi.
Kudüs'te gördüğü eğitimden sonra Hristiyanlığı yaymak için 45 yılında Kıbrıs'a gelmesi ile vatandaşları tarafından öldürülüp denize atılmak için bataklığa saklanan Aziz Barnabas'ın cesedi, öğrencisi tarafından bataklıktan çıkarılıp Salamis'in batısındaki yeraltı mezarına gömülür. Yüzyıllar boyunca gizli kalan mezar, 5. yüzyılda piskopos Anthemios'un mezarın yerini rüyasında gördüğünü söylemesi üzerine ortaya çıkar. Mezardakinin Aziz Barnabas olduğu ise gömülürken yanına konulan Aziz Mathews incilinin kopyasının bulunması ile anlaşılır.
St. Barnabas |
St. Barnabas yeraltı merdivenleri |
St. Barnabas yeraltı mezarı |
Buraya kadar gelmişken Mağusa şehrine girmemek olmaz. Hele bir de Mağusa'da St. Nicholas Katedrali'ni (nam-ı diğer Lala Mustafa Paşa Camisi) görmemek hiç olmaz. Akdeniz'in en önemli gotik yapılarından biri olan eski katedral; şimdiki cami, 1298-1312 yılları arasında inşa edilmiş. Lüzinyan krallarının Kudüs Kralı olarak taç giydikleri bu yapı 1571 yılında cami haline getirilmiştir. Bizce Kıbrıs'ta en çok dikkat çeken yerlerden birisi de bu katedral/cami idi.
Lala Mustafa Paşa Camii (içi) |
Cümbez Ağacı |
Mağusa'da görülecek bir başka yer ise hemen katedralin karşısındaki Namık Kemal Zindanı ve Müzesi'dir. Namık Kemal Meydanı'ndaki Venedik Sarayı avlusunda olan bina, Namık Kemal'e Vatan Yahut Silistre oyunu nedeni mahkum olduğu sürgün hayatında kendisine evsahipliği yapmıştır. Binanın üst katına çıkmadan önce alt kattaki zindanda yaşayan Namık Kemal üç sene sonra affedilmiştir.
Namık Kemal Zindanı |
Avlunun diğer yanında ise St. Peter ve St. Paul Katedral'ini; elbette ki daha sonra Sinan Paşa Cami adını almıştır, görebilirsiniz.
St. Peter ve St. Paul Katedrali |
Mağusa'da gidebileceğiniz son yer ise Othello Kulesi. St. Nicholas Katedrali'nin diğer tarafında (yaklaşık 200 m.) kalan kale 14. yüzyılda Lüzinyanlar tarafından inşa edilmiştir. Mağusa'nın girişi olarak kullanılan kulede St. Mark Aslanı kabartmasını ve kaleyi yeniden yapan kaptan Nicolo'nun adını ve 1492 tarihini görebilirsiniz. İçinde şapel ve zindan barındıran bu kale ismini Sheakespeare'in bir bölümü Kıbrıs'ta geçen ünlü trajedisinden almıştır. Ancak yine de belki de akşam karanlığında gitmemiz nedeni ile biz Othello Kalesi'nde öyle çok fazla görülecek bir yer bulamadık.
Othello Kalesi |
Lefkoşa rehberi için tıklayın...
Kıbrıs'ta nerede - ne yenir öğrenmek için tıklayın...
No comments:
Post a Comment